Pages

29 Aralık 2014 Pazartesi

2015'ten şimdiden haberdarım!

Haberleri takip etmek için kullanılabilecek en iyi uygulama Hürriyet E-gazete olsa gerek. Hem basılı gazete okuma keyfini yaşarken, hem de güncel haberlere ulaşabilme imkanı sunuyor. Uygulamanın son güncellemeleri ile de; hava durumuna, burcuma, finans haberlerine ve sinema rehberine ulaşabiliyorum. Hürriyet E-Gazete'nin en güzel yanı da (sona sakladım) bir sonraki günün haberlerini 00:00'da alınıyor olması.
Şimdi de sizi Hürriyet E-gazete'nin yılbaşı paketi ile tanıştırmak istiyorum. Bu pakette Hürriyet E-Gazete'nin yanı sıra, Elle ve Atlas dergilerinin dijital kopyası var :)
Haberleri ve gündemi hem gazete okuma keyfini yaşayarak takip etmek isteyenler, hem de ben gazetemi okurken bir yandan da falıma da bakarım, filmlerden de haberim olur diyenler yılbaşı paketini kaçırmasın derim! Hem de kısa bir süre için sunulan bu paketi alıp, gazete keyfini sürerken modayı Elle ile takip de edebilir, Atlas okuyarak da farklı keşifler yaşayabilirsiniz.
Yeni yılda sevdiklerine sevdiğin şeyleri hediye etmek de adettendir. Siz de arkadaşlarınıza ve gazetesiz olmaz diyen aile üyelerinize 6 aylık veya 1 yıllık versiyonları olan Hürriyet E-Gazete paketlerinden birini hediye edebilirsiniz. Her gün kullandıkça sizi hatırlasınlar:)
Daha ayrıntılı bilgi almak için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

19 Aralık 2014 Cuma

Kitap Yorumu : Tersyüz - Amy Harmon [+Çekiliş]


Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young’a âşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana kadar…

Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikâyesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikâyesi... Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa; yaralı bir savaşçının sıradan bir kıza olan aşkının hikâyesi... Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikâyesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin’i...



Bu sadece bir aşk kitabı değil ,
Çok daha fazlası...


Kitabı elime ilk aldığımda güzel olacağını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Okuma boyunca bir duygu seline sürüklüyor sizi. O kadar yoğun ki  bazen kalbinizi sızlatacak , bazense kendinizi gülümserken bulacaksınız. 



Karakterlerin hepsine ayrı ayrı aşık oldum. En çokta Bailey i sevdim. Kendi başına bir ana karakterdi. Hastalığı nedeniyle çabuk olgunlaşmış , konuşmaları size farklı bir hayatın penceresinden bakma olanağı sağlıyor. Hiçbir şey bu kadar gerçek olmamıştı dermişçesine ... Seninle arkadaş olmak bir onur olurdu Bailey.


“Herkes birileri için ana karakterdir.”



Fern bir bayan karakterde tam aradığım şeylere sahip : Bilgili , özverili , düşünceli . Arkadaşlarına kendinden çok değer veriyor ve onlar için her şeyi yapmaya hazır. Kendini şimdiye kadar hep baskılamış çirkin olduğunu düşünerek. Ve aşk romanlarını çok seviyor. Bu kızda kendimi gördüm diyebilirim.


“Hepimizin yüzünü Tanrı yarattıysa benimkini yaratırken kahkahalarla gülmüş müdür?”

Ambrose ise hep hayatını başkalarının ihtiyaçlarına göre yaşamış biri. Çok yakışıklı ve de çok başarılı olabilir ama bunların kişiliğini gölgelemesine izin vermemiş. Hayatının tersyüz olmasıyla birlikte kendini hayata kapatsa da Fern buna izin vermeyecek kadar Ambrose u seviyordur. 



“Fern - Nereden bileceksin ki? Sen daha önce “hiç kimse” oldun mu?  Ambrose - Herhangi biri olan herkes başarısız olduğu anda “hiç kimse” olur.”







Bu üçlü arasındaki dostluk o kadar güzeldi ki kelimelere sığdıramam. Hiç bitmesin istedim kitap. Yazar konuyu sadece bir aşk romanı olmaktan öteye taşıdığı için bu kitabı kesinlikle beğeneceksiniz diyebilirim rahatlıkla. Ki aşk kısımları bile çok özeldi. Basit bir aşk değil. Kendini bulma , dostluk ve de aşk üzerine mükemmel bir kitap. Gözyaşlarım kuruyana kadar tekrar tekrar ağlattı beni . Bu kadar özel bir kitabı mutlaka alın okuyun :)


“Her şey söylenip , her şey bittiğinde fark eder mi?

Umarım yazarın diğer kitaplarına da kısa sürede Yabancı Yayınları kalitesi ile ulaşabiliriz. Onların sponsorlukları ile size 2 adet Tersyüz kitabı da hediye ediyoruz. Çekilişe katılmayı unutmayın ;)



a Rafflecopter giveaway




6 Aralık 2014 Cumartesi

2014 - 2015 Yeni Sezon Fantastik Diziler


Geçen sene yayınladığım fantastik dizi yazımın üzerinden baya zaman geçti , gelelim bu sene neler olmuş? Ne gibi yeni diziler kapıda ? Neler gelmiş , geçmiş kısaca bakalım...


*/Sıralama kanallara göre yapılmaktadır.*/


ABC

FOREVER



Konu: New York şehrinin yıldız adli tabibi Dr. Henry Morgan’ın bir sırrı vardır. Ölülerle çalışmasının nedeni sadece suç içerikli davaları çözmek değil, 200 yıldır kendisini takip eden sırrı çözmektir – kendi açıklanamaz ölümsüzlüğünün cevabını.

Henry, ilk kez 35 yaşında ölmüştür ve sonrasında da birçok ölüme rağmen, bir gün bile yaşlanmamış olarak 35 yaşındaki haliyle tekrar doğmaktadır. Korkunç deneylerle, esrarengiz ölümsüzlüğünün nedenini araştırmakta ama her seferinde aynı Henry olarak geri dönmektedir.

Dizinin şimdiye kadar 10 bölümü yayınlandı . Benim severek takip ettiğim bir dizi. Henüz dizinin geleceği belli olmasa da ilk sezon 22 bölüme uzatıldı. Başrolde yer alan Ioan Gruffudd u herkes Fantastik Dörtlü den tanıdığımız Bay Fantastik.

MARVEL’S AGENT CARTER



1946 yılındayız ve barışın sağlanması, ülke dışında savaşan adamların eve dönerek Peggy Carter’ı dışlanmış bir duruma sokmasıyla, kadın ajanımıza ciddi bir darbe vuruluyor. Gizli SSR (Stratejik Bilimsel Rezerv) için çalışan Peggy, yönetici işleri ile Howard Stark için gizli görevler yapma arasındaki dengeyi kurmak zorunda. Bir yandan da hayatının aşkını – Steve Rogers – kaybetmesinin ardından Amerika’da bekar bir kadın olarak hayatının yönünü bulmaya çalışıyor. Dizi, sinema filmleri “Kaptan Amerika: İlk Yenilmez” ve “Kaptan Amerika: Kış Askeri” ile birlikte kısa film “Marvel One-Shot: Ajan Carter”dan ilham aldı.


6 Ocakta 2 saatlik ilk bölümü ile ekranlardaki yerini alacak.


THE WHISPERS



Uzaylılar, dünya hakimiyetine ulaşmada en ihtimal dışı kaynağımızı – çocuklarımızı – kullanarak dünyayı işgal etmiştir. Çocuklar farkında olmadan bu görünmez düşmanlara yardım ederken, insanlığı kurtarmak için olan bu merak uyandırıcı yarışta vakit azalmaktadır.

Yazdan beri yazdım , yazacağım derken ertelediğim bir haberdi. Şimdiye kısmetmiş . Ray Bradbury nin İthaki den Resimli Adam adı ile çıkmış kısa öykülerden oluşan kitabında yer alan bir öyküden uyarlanacak dizi benim beklediklerimden. 2015te yayınlanacak.

Devam eden fantastikler ; 
Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. : Henüz konuşmak için erken . 2.sezon devam ediyor.
Resurrection : 2. sezonu devam ediyor. İptal olma ihtimali yüksek olsa da ilk sezonu çok severek izlemiştim.
Once Upon a Time : Kesin uzar gözüyle bakılan dizi 4. sezonunda. Dizinin zaten bir sezonluk plananlan spin-off u olan Once Upon a Time in Wonderland iptal oldu.

CBS



EXTANT


Extant, dış uzayda bir yıldan sonra geri dönüp ailesi ile tekrar iletişime geçmeye çalışan Molly (Halle Berry) adlı kadın bir astronot hakkında bir gerilim. Karakterin deneyimleri, nihayetinde insanlık tarihinin gidişatını değiştiren olaylara neden oluyor.

İlk sezonunu ardında bırakan Extant zaten daha başlamadan 2.sezon onayını da almıştı. Yeni sezonuyla 2015 yazında ekranlardaki yerine geri dönecek.

Devam eden fantastikler ; 
Under the Dome : Fantastik fakiri CBS in bir diğer fantastik dizisi ise başladığı gibi yaz dizisi olarak devam ediyor. 3.sezonu ile 2015 yazında bizlerle olacak.

FOX


GOTHAM


Gotham, Batman hikayesinden tanıdığımız Komiser Gordon karakterinin gençlik yıllarına ve suçla savaşına odaklanacak. Dizide, Bruce Wayne (Batman)‘in çocukluk yıllarına ve Batman çizgi romanlarının en azılı kötülerinin gençlik yıllarına tanıklık edeceğiz.

Gelelim bu sene hakkında en çok heyecanla beklediğim diziye :) Tam bir Batman hayranı olarak bu kaçmazdı zaten ama dizi kesinlikle beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çıkar çıkmaz bölüm hemen izliyorum. Mutlaka bu yılın izlenesi dizilerinden. Batman de tanıdığımız kötü karakterlerin geçmişlerinin de yer aldığı sahneler ile heyecanla gelecekte bizi neler bekliyor diyerek merakta bırakıyor.
2.sezon için henüz konuşmak erken olsa da tam sezon onayını aldı.
***Dizi incelemesi gelecek.


WAYWARD PİNES

Geçen sene yayınlanması beklenen dizi bu seneye sarktı . O yüzden yeniler kervanına ekliyorum ama diğer listemde de ekli olduğu için bilgilere bu yazıdan ulaşabilirsiniz ; tık tık

 NBC

CONSTANTİNE



DC Comics‘in Vertigo serisinden Hellblazer grafik romanlarında yer alan karakterleri izleyeceğimiz yapımda iblis avcısı ve büyü ustası John Constantine (Matt Ryan) kara büyüyle ilgili bilgilerle donanımlı biri. İyilerin tarafında; en azından bir zamanlar öyleydi. Ruhu cehennemle lanetlenince birlikte kötülüğe karşı savaştığı seleflerini terk etmişti. Ama bu günlerde masumları korumak için dişini tırnağına takıyor. İyi ve kötüyü dengelerken, kahramanımız kabiliyetlerini kullanarak ülkeyi gezecek ve dünyamızı tehdit eden doğa üstü tehditlerle çarpışıp ait oldukları yerlere gönderecek. Ardından, kim bilir… Belki de o ve ruhu için bir ümit ışığı vardır.

24 Ekim de yayın hayatına başlayan dizi için yazın öncesinde filmini izlemiştim. Tam istediğimi bulamasam da fantastik her türlü gideri var diye dizisini de bakayım bir dedim ama o deyiş kaldı ve henüz başlayamadım. Şimdilerde eklenen bir karakter sayesinde dizinin daha iyi olduğunu ve reytinglerin yükseldiği haberlerine rağmen sanırım sezon onayını görene kadar izlemeyi düşünmüyorum. Ki henüz netleşen bir durum yok.


HEROES : REBORN


13 bölümlük bir mini-dizi olarak tasarlanan Heroes Reborn, olağanüstü yeteneklere sahip sıradan insanların destansı hikayesini bir kez daha ekranlara getirecek. Yeni karakterler ve yeni hikâyeler izleyeceğimiz yapım, orijinal dizinin ilk sezonunun izlerini taşıyor. 

Çok severek izlediğim bir dizi idi Heroes tabi son sezonda bozana kadar bende son sezonu bıraktım öylece aklımda eski günlerdeki gibi kalsın diye. Şimdi tekrar geri dönüyor tabi eskisi gibi olacak mı bilinmez ama ben bir şans daha tanırım. 
Eski kadrodan Claire , Hero ve Peter ın yer almayacağı ama eski kadrodan bazı isimlerin yer alacağı açıklandı Noah Bennett ise bunlardan biri. Yeni hikayeler diye yola çıkılan dizi umarım akılda eskisinden daha kötü bir şekilde yer almaz. 



Devam eden fantastikler ; 
Grimm : Severek izlediğim bir dizi. 4. sezonu ile devam ediyor ve gelecek sezona kesin gözü ile bakılıyor.

THE CW

THE FLASH


Barry Allen 11 yaşındayken, annesi oldukça tuhaf ve korkunç bir şekilde ölmüş ve babası cinayet suçlusu olarak hüküm giymiştir.  Bu trajediyle hayatı sonsuza kadar değişen Barry, en yakın arkadaşı Iris’in babası Detektif Joe West tarafından alınıp büyütülmüştür.  Barry şimdilerde parlak, işinde başarılı ve teknolojiye son derecede meraklı bir adli tabip olarak CSI’da (olay yeri inceleme) çalışmaktadır. Aynı zamanda annesinin tuhaf ölümünün sırrını ortaya çıkarmaya kararlıdır. Fizikçi Harrison Wells ve ekibi  S.T.A.R. tarafından yaratılan bir parçacık deneyi sırasında halka açık bir yerde, bir şeyler korkunç derecede ters gider ve yıkıcı bir patlama olur. Birçok kişi hayatını kaybederken Barry, bu patlamayla oluşan gaz bulutundan çıkan bir şimşekten fena halde nasibini alır.Komada geçen 9 ayın ardından Barry bir kez daha baştan aşağı değişen, yeni hayatına gözlerini açar. Bu kaza ona inanılmaz hız kazandıran bir yetenek vermiştir. Şimdilik sadece birkaç yakın arkadaşı Barry’nin yaşayan en hızlı adam olduğunu bilmektedir. Fakat tüm dünyanın Barry’nin “o”na dönüştüğünü öğrenmesi çok uzun sürmeyecektir: The Flash’e.

İşte benimki :)) DC Comics uyarlaması olan dizi aynı zamanda seneye 3. sezonunu izleyeceğimiz Arrow‘un uzantısı (spin-off) olma özelliğini taşıyor. Baş karakteri Barry’yi ikinci sezonda Arrow’un toplam üç bölümünde görmüştük. Ki benim artık Arrow dan sıkılmaya başladığım dönemdi ve Barry her şeyi değiştirdi. İlk Flash dizisi haberi çıktığında yerimde duramadım :) ve kesinlikle daha büyük bir merakla bölümleri izlediğimi söyleyebilirim. İkinci sezon onayı kesin diyelim biz ona :) tam sezon onayını aldı zaten.

iZOMBİE


Chris Roberson ve Michael Allred tarafından yaratılan, DC Entertainment’in yayınladığı Vertigo imzalı iZOMBIE çizgi romanından uyarlanıyor.
Olivia “Liv” Moore, pembe yanaklı, disiplinli, hayatında çizeceği yolu çoktan belirlemiş bir tıp fakültesi öğrencisidir. Ta ki kalabalık bir partideyken beslenmekten başka bir şey düşünmeyen bir zombiye dönüşenene dek…  Liv, ölmemiş bir ölü olarak yapabileceği en iyi şeyi yapmaya karar verir ve mümkün olduğu kadar insan gibi görünmeye çalışır. Görünüşü, şok edici derecede soluk cildi, neredeyse beyaz saçları ve bir o kadar da hayat dolu tavırlarıyla “Goth” kültürünü bile geride bırakmaktadır.  Değişim içindeki Liv durumunu annesinden, eski nişanlısı Major’dan ve en yakın arkadaşı (aynı zamanda ev arkadaşı) Peyton’dan saklar. Hala enerjik biri olan Liv, yeni bir ölü olarak tam anlamıyla tuhaf bir duruma düşmüştür.  Posttravmatik stres bozukluğuna rağmen, Liv karşı koyamadığı insan beyni yeme içgüdüsüne bir çözüm bulmak için yollar aramaya başlar. Sonunda Seattle adli tıp ofisinde bir iş bulur.  Sonu ölümle bitmiş kişilerin yığınla olduğu bu işte, morgtaki kadavra Jane ve John Doe‘ların beyinlerini gizlice atıştırarak güzel güzel yaşamaya başlar. İzlerini kapatma konusunda dikkatli olmasına rağmen patronu Dr. Ravi Chakrabarti, Liv’in sırrını öğrenir ve beklenmedik bir şekilde onun bu durumunu ifşa etmez ve bilimsel ihtimaller için heyecanlanır.  Patronunun hevesine ve bu bitmek bilmez yeme arzusuna rağmen, Liv istifa eder. Ta ki tükettiği her beynin sahibinin  hatıralarından bir kısmını görebildiğini anlayana kadar.  Liv, cinayet kurbanların bakış açısından olayları görmeye başlar.  Dr. Ravi ve cinayet dedektifi Clive Babineaux iyice şaşırır. Liv çoğu zaman suç yerindeki detayları biliyordur ama bunları kolayca açıklayamıyordur. Bir medyum kılığında, Dedektif Babineaux ile birlikte çalşmaya başlar ve suçları soruşturmada ve kimin sorumlu olduğunu bulmada ona yardımcı olur.

Bu durumu tekrar hayatta kalmakla aynı şey değildir, ama en azından Liv geri kalan yaşamında edindiği bu amaçla tamamen ölü biri de sayılmayacaktır.

Zombi kitapları ve dizilerinden yana şansım gülmüyor benim. Tek sevdiğim zombi dizisi The Walking Dead . Zombilere aşık olmak gibi saçmalıkların katıldığı şeylerden hoşlanmıyorum. Umarım sevdiğim gibi çıkarsa istediğim gibi bir dizi bulmuş olurum.


THE MESSENGERS



“Beşinci melek borazanını çaldı. Gökten yere düşmüş bir yıldız gördüm. Dipsiz derinliklere açılan kuyunun anahtarı ona verildi.” 

(Vahiy, Bölüm 9)


New Mexico çölünün kavurucu sıcağı altında bilim adamı Vera Ivanov büyülenmiş bir şekilde gizemli bir nesnenin yeryüzüne düştüğünü ve kör edici bir ışık saçarak patladığını görür. Bu şey kısa bir süre için kalbini durduran bir şok dalgası saçar.  Fakat Vera bu hava dalgasından etkilenen tek kişi değildir: Ölüp birkaç saat sonra olağanüstü bir şekilde tekrar hayata dönen ve patlamanın olduğu o an aralarında bir bağlantı oluşan dört kişi daha vardır:  Erin, 7 yaşındaki kızını kötü eski kocasından koruyan umutsuz bir genç anne; Peter, tahammül edilemez zorbalıklar yapan ve sürekli etrafındakilere saldıran, belalı bir lise öğrencisi; Raul, Meksikalı bir uyuşturucu taciriyle başı belaya girdiği için gizli bir atama bekleyen federal ajan; ve Joshua, babasının izinden giden, karizmatik bir 2. nesil televangelistik. Hepsi çarpışmadan sonra kendilerinin bile zor inandığı birtakım güçlerle uyanırlar:  İnsanları iyileştiren ama nasıl olduğunu asla anlayamadıkları bir yetenek.  Her şeyden daha esrarengiz olan ise “The Man” (Adam) olarak bildiği, hayalinde canlandırdığı bir şahsın Vera’ya etik olarak karmaşık bir görevde yardım etmesi karşılığında kaçırılan oğluyla buluşmasını sağlayacağı teklifi olur.  Bu görev görünürde kaza olan bir olay nedeniyle 7 yıldır komada olan  ve aniden uyanan Hemşire Rose Arvale ile Vera’yı çakışan bir yola sürükler. Joshua bir kehanette bulunur: Vahiyin çarkları dönmeye başlamıştır ve bu hepsi birbirine yabancı olan insanlardan oluşan grup yaklaşan kıyameti önleyebilecek tek umut kaynağıdır. Ya da ona neden olacak…

Aralarında en fazla merakla beklediğim çıkacak dizilerden :)


Dizinin 2dk sına ilk bakış

Devam eden fantastikler ;
The 100 : 2. sezonu devam ediyor ; gelecek sezon için konuşmak için çok erken.
Arrow : 3. sezonu devam ediyor. Kesin devam eder.
Beauty and the Beast : 3. sezonu 2015te başlayacak.
The Originals : Konuşmak için çok erken.
Supernatural : Kesin uzar ama geçen sezon toparladıkları diziden eser yok ! O kadar batırdılar ki nereden tutsam elimde kalıyor.
The Vampire Diaries : Kesin uzar. 

Fantastik zengini CW ile listeyi sonlandırıyorum. İkinci ek bir liste gelebilir ama ne zaman olur maalesef bilmiyorum.Bu yazıyı hazırlamak baya vakit alıyor özellikle yapılmayı bekleyen bir proje ve de çalışılmayı bekleyen finaller varken daha da uzun :)



***************

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KOPYA EDİLMESİ YASAKTIR.

****************


Yazıda kullanılan kaynak : tv.com , 22 dk 

Bu yazıda yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, ticari marka ve her tür fikri mülkiyet hakkı , 22 Dakika ve yazarlarına aittir.  Bu yazı herhangi bir telif hakkına ilişkin amaç güdülmeden hazırlanmıştır.

21 Kasım 2014 Cuma

Kitap Yorumu : Seçilmiş Kişi - Lois Lowry




Uzun zamandır buralarda olmadığımı biliyorum . Maalesef istem dışı olsa da bilgisayarımı tamirden alır almaz tekrar buluştuk sevgili okuyucu :)

İstanbul Fuarında çalışırken bayadır aklımda olan The Giver serisini hemen komşu standımız olan Arkadaş Yayınevi / Akılçelen den

Fuardaki üçüncü günümde artık yeter artık yeme (benim paramı) diyen babamı aksine tüm çalışmalar tam gaz devam. Pegasus standında Siyah Buz ve Kefaret yerini alır almaz kaptım . Son novella da geldi. Beni 3. salonda Pegasus standında çalışırken görebilirsiniz. Gelin muhabbet edelim ;)

seriyi ve de Brandon Sanderson kitaplarını edindim. Tüm yorgunluğa ve her gün çalışmaya rağmen ilk Seçilmiş Kişi yi okumaya başladım ve hemencecik bitti.

Bu kitapta distopya içinde saklanmış bir ütopia oluşumu mevcut. Herkesin hayatının mükemmel olduğu , hiçbir sorunun olmadığı : güllük gülistanlık bir dünya.

Bu düzende yaşayan bireyler doğumundan itibaren elenerek ya toplulukta kalıyor ya da topluluk dışı ediliyor. Her yıl edinilen bilgiler doğrultusunda 12. senede topluluktaki yerin belirleniyor ve de gözcüler tarafından bu süre boyunca adım adım izlenip sana en uygun olan bir işin seçiliyor.

Jonas on ikinci sene sonundaki törende karşısına ne çıkacağını bilmiyordu. Hiçbir zaman tek bir şeye odaklanmamıştı ve de herhangi bir mesleğe eğilimi yoktu. Törende numarası bir türlü okunmayınca telaşla kendi sırasını beklerken hiç ummadığı bir sonuçla karşılaştı : o artık bir Toplayıcıydı.

Toplayıcılar yüzyıllardır yaşanan tüm olayların hatıralarını bilen ve o bilgeliğiyle topluluğa verilecek kararlarda danışmanlık eden kişidir. Şimdiye kadar kısıtlanmış bilgiler içinde yaşamını süren Jonas için bu zor bir eğitim süreci olacaktır çünkü ; eğitimi ona büyük acılar verecektir.

Bu eğitim sürecince edindiği bilgiler doğrultusunda Jonas artık farklı bir insandır ve renkler , duygular , acı , kayıp , hastalık , ölüm gibi bir çok anıya sahiptir . Bu anılara sahip Aktarıcı hariç tek insandır. Paylaşabileceği , yaşadıklarını anlatabileceği tek bir kişi bile yoktur. Çünkü anlatsa bile kimse inanmayacaktır. Ve hatıralar çok tehlikelidir. Mükemmelleştirilmiş bir toplum için ölümcül olabilir.

Yarın haftasonu fuar tıklım tıklım olacak erken yatmam lazım ama kitap çok güzel *_*

Sanırım kitap hakkında yazacaklarım bu kadar ama söylenecek bir dolu şey var :
Kitabın okurken bana verdiği hisler muhteşemdi. Uykusuzluktan gözlerim ağrırken bile kapağını kapatıp yatamadım. Bazen eksik hissettiğim şeyler vardı ve sonundaki o yoğunluk tamam bu kitap 5 puanı hak ediyor dedirtecek kadar iyiydi. Okudukça Jonas ın değişimini hissettim ve de kitap tamamen U dönüşü yaptı. Sürpriz bir öge ile de tamamen farklı bir yol ayrımına sürüklenen Jonas ın hikayesini okumak isteyeceksiniz. Harika sonu ile okunası bir kitap Seçilmiş Kişi.

Yakın zamanda sinemalarda yerini alan eserin okumasını yaptığıma göre artık mutlulukla filmini izleyebilirim.

Serinin devam kitapları olan ;
Maviyi Toplamak [2.kitap]
Mesajcı [3.kitap]

nın merak edip sayfalarını karıştırırken sanki bunlar devam kitapları değil de ayrı kitaplar izlenimine kapıldım. (Sanırım da doğru bir tahmin)

Yayıneviyle muhabbet ederken serinin 4. kitabı olan Oğul (Son) kitabının da yakın bir zamanda okuyucu ile buluşacağı haberini aldım ve de çok mutlu oldum. Meraklısına yazarın gene Arkadaş Yayıncılıktan çıkan Yıldızları Toplamak ve de Willoughby Ailesi kitapları mevcut.



Harika kadrosu ile filmi şu an izlemek için içim gitse de artık yarına diye erteliyorum ve tahminimce filmin kitabın filmden ayrılan birçok noktası olacaktır ki bu da yazar keşke biraz daha fazla yazsaydı dediğim nokta ile alakalı. Çünkü 190 sayfadan (ki büyük bir fontla) daha fazlası yazılabilecek harika bir konuyu biraz kestirip atmış gibi. Tabi ki gene harika olmuş ama araya doldurulabilecek tonla öge olabilirdi.





22 Eylül 2014 Pazartesi

Kitap Kurtları Blog Tur || Geek Kız - Holly Smale (Yorum)



Geek Kız için geri sayım başladı! Güzel yüzlü utangaç, entel dantel, bilimsel, esprili, her şeyi bilen kaçık kız Harriet Manners ile tanışın.
Güzel yüzlü utangaç,
Entel dantel, bilimsel,
Esprili, her şeyi bilen,
Kaçık kız
Adım Harriet Manners ve ben bir geek’im. Ben bunun oldukça iyi bir sıfat olduğunu düşünsem de, okul çantamın üstüne kocaman harflerle ‘Geek’ yazan arkadaşlarım aynı fikirde değil gibi. Tamam, biraz asosyal olduğumun ve gereğinden fazla şey bildiğimin farkındayım fakat bu dışlanmam gerektiği anlamına gelmez.
Ama modellik ajansından gelen teklif belki de bu durumu tersine çevirmek için bir şans olabilir. Belki de kozamdan sıyrılıp güzel bir kelebeğe dönüşebilirim. Ya da kahverengi bir güveye…
Peki bu dönüşümü, hayali modellik yapmak olan en yakın arkadaşımı kırmadan ve süper yakışıklı manken Nick’e rezil olmadan nasıl yapacağım?
Orijinal Adı : Geek Girl
Seri Sıralaması : 1
Tür : Genç-Yetişkin 
Satın Almak İçin : Kitapsihirbazı , Kitapyurdu


Geek Kız yaratıcı ve kesinlikle eğlenceli bir roman.

Kitabın konusuna ilk baktığımda geek ve model nasıl olacak ki bu derken Holly Smale müthiş bir ikili yazmış. Kitabı okurken bu kadarını beklemiyordum. Okurken çok eğlendim , kahkaha attıran türden. Kendini sevdiren ve çabucak okuyup bitirebileceğiniz sürükleyici bir roman olmuş.

Harriet Manners asosyal ve yaşına göre fazlasıyla bilgili yapısıyla okuldaki arkadaşları tarafından geek damgası yemiş (ki bu bizim dilimizde inek : çok çalışkan öğrenci olarak çevrilebilir) 15 yaşında genç bir kızdır. En yakın arkadaşı Natalie'nin zoruyla gittiği Tekstil ürünlerini yakından ve tüketici gözüyle görme olanacağı sunan eğitim fırsatı yani namıdeğer alışverişe gittiği fuarda yaşadığı sakarlıkların da etkisiyle modellik ajansında çalışan Wilbur (-bur ile bitiyor -iam değil) tarafından keşfediliyor. Çocukluğundan beri model olmak isteyen Nat (Natalie)'nin aksine Harriet' in o taraklarda bezi yoktur ve bu olanlara inanamamaktadır. 
Çekildiği birkaç pozdan sonra bile böyle bir şeyin gerçekleşebileceğine inanamamaktadır çünkü dürüst olalım Nat kadar güzel ve çekici değildir. Harriet için modellik ajansından gelen teklifle birlikte hayatı tamamen değişmek üzeredir. 

Kitapla ilgili birçok şeyi sevdim tamam itiraf sevmediğim bir şey bulamadım. Sadece bir şeyler eksik duygusu yüzünden 5 veremiyorum. Yoksa kesinlikle ikinci kitabı çıkar çıkmaz koşup alabileceğim kadar sevdiğim bir kitap oldu.

Kitaba dair en sevdiklerim : 

  • Nat ile Harriet in arkadaşlığı (o bir dost en harikasından . Arkadaşına laf söyletmez , her zaman yanındadır. Herkese bir Nat lazım.)
  • Harriet in delidolu babası Richard ve öz gibi benimsediği üvey annesi Annabel in ilişkileri ^_^ 
  • Çocukluğundan beri annelik rolünü üstlenmiş Annabel i kitapta okudukça daha çok sevsekte asıl önemli nokta Harriet in kişiliğinde daha çok rol oynayan kişinin Annabel olduğunu görmek mutluluk verici . İlerledikçe birbirlerine ne kadar benzediklerini görüyoruz . Harriet geek ise Annabel kesinlikle bir uber-geek olmalı :)
  • Kaçık modacı Wilbur
  • Aslan çocuk Nick ( Öhöm öhöm kendisi über yakışıklı modelimiz ve Harriet ona abayı yakmış durumda)
  • Aslan çocukla bizim uzaylı ördeğimizin (kendisi Harriet oluyor) konuşmaları. Harriet in hakkından gelecek bir erkek varsa bu bizim aslan çocuk ;)


Okurken Harriet e hak verdim

Aslan çocuğa abayı yakmamak
mümkün değil ;)

Komik ve farklı bir kitap arayışında olanların mutlaka göz atması gereken , keyifli bir okuma süreci vaat eden bir kitap Geek Kız. 
2 kişiye facebook sayfamız üzerinden hediye edeceğimiz yarışmaya bu adresten ulaşabilirsiniz ; tıktık . Gözünüz bizde olsun ;)

NOT : Sevgili okuyucu bilgisayarımı tamir ettirdiğim zaman yazılmayı bekleyen birçok kitap yorumu ve daha fazlası için takip etmeye devam edin. Şimdilik sevgiler ♥ ve görüşmek dileğiyle.




6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kitap Yorumu : Postacı Kapıyı Çalmayacak - Ava Dellaira [+Çekiliş]


Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
Size bu mektupları yazmaya başlayınca kendi sesime kavuştum. Sonra bana yanıt veren bir ses duydum. Bir şarkının farklı tınlayışında, bir filmin hikâyesinde, kaldırımdaki çatlakta açan bir çiçekte buldum yanıtı. Bir pervanenin kanat çırpışında, dolunaya dönen ayda... Yeryüzünde bu mektupları gönderebileceğim bir adres yok. Öldüğünüzü biliyorum ama sizi duyuyorum.
Hepinizi duyuyorum. Buradaydık, bunun bir anlamı var, diyorsunuz.
Kısa süre önce ablasını kaybeden Laurel, onun nasıl öldüğünü bilen tek kişidir ve bu sırrı kimseyle paylaşmamasının bir nedeni vardır.
Onu bu karanlıktan çıkaracak yardım eli, hiç beklemediği bir yerden gelir. Genç kız okulda verilen bir ödevle mektuplar yazmaya başlar. Bu mektupların ortak noktası ise erken yaşta hayata veda etmiş, onun için anlamı olan Amy Winehouse ve Kurt Cobain gibi ünlü isimlere yazılmasıdır. Zaman geçtikçe bu duygu yüklü mektuplar hem ablasının ölümü üzerindeki sır perdesinin aralanmasına hem de Laurel'in kendine bir yol çizip yetişkin bir bireye dönüşmesine yardımcı olur.

Orijinal Adı : Love Letters to the Dead
Satın Almak İçin : Kitapsihirbazı
Türü : Genç Yetişkin 

Yazarın ilk kitabı olduğuna hala inanamıyorum . O kadar ustaca yazılmış ki birkaç dakika önce kahkaha atarken sonrasına göz yaşlarınızı akıtmamak için verdiğiniz mücadele kadar sıradışı...


Laurel in kız kardeşinin ölümünden sonra başladığı lise hayatının ilk gününde verilen ödevde öğretmenlerinin "Ölmüş birisine mektup yazın." demesiyle başlıyor her şey . Yazdığı mektuplarda günlük yaşadıklarını , duygularını , ablasının ölümünün arkasındaki gerçeğe ve de nedenini yazar ince bir şekilde işlemiş. Laurel in tüm duygularının yansımasını görüyoruz mektuplarda. Ablasının ölümünden sonra güçlü görünmeye çalışsa da ona olan kızgınlığını , hayal kırıklığını ve de güçlü bir özlem duygusunu sayfalarda kaybolurken keşfediyorsunuz.

Hayata yeni edindiği arkadaşları Natalie ve Hannah ile tutunsa da ablası ile geçmişi yakasını bırakmayıp çapa gibi onu da beraber sürüklemektedir. İlk aşkı Sky ile kendini yeniden keşfetmesini ise keyifle okutuyor. Annesi ile olan fırtınalı ilişkisi ve de suçluluk duygusu karmaşık iç dünyasını gözler önüne seriyor.


Ve ben o an May yanımda olduğu sürece her şeyin yolunda gideceğini anladım. 
Artık May yanımda olmadığına göre sihir yapmanın başka bir yolunu bulmalıyım.

Yazılan her mektupta olay perdesinde yeni bir gelişme kaydediliyor ama bu sırada gerçekleşen güzellik yazarın bunu mektuplardaki ünlüler aracılığıyla vermesi. Ünlülerin hayatlarındaki olayları kendi ile bağdaştıran Laurel gerek sitemle gerekse mutlu anılarıyla sık sık geçmişine sizi sürüklüyor. 


Algımızın kapılarını sonuna dek açabilseydik , her şey insana olduğu gibi görünürdü , yani sonsuz. Bunu düşünüyorum şimdi . Yani her bir anın sonsuzluğu üzerine. Keşke bende bunu yapabilseydim , bütün kötü anıları ve içimdeki kötülüğü yakıp kül ederdim o zaman. Ve belki de aşık olmak bunu yapabilir.Eğer aşık olursan , elindeki tutmak istediğin o hayat , o insan ve o an sonsuza kadar yanında kalabilir.

Kitaba dair en sevdiğim şeylerden biri de müzikle iç içe olması . Şöyle ki karakter ve de arkadaş çevresinin müzik hakkındaki sohbetleri , Laurel in duygularını şarkı ve şiirler ile ifade edişi okuması ve de okurken o müziği dinlemek çok keyifliydi . Bende o şarkıları kitapta işaretledim ve de şöyle bir görüntü çıktı ortaya :


Bunlar ne biliyor musunuz kitapta geçen şarkılar :) düşünün ne kadar mutluyum... Yorum yarım saate blogda ^_^

Haberi de sıcak sıcak vereyim. FOX 2000 tarafından filme uyarlanacak kitabın yapımcıları aynı zamanda The Fault in Our Stars (Aynı Yıldızın Altında) ın yapımcıları . Kitaptan sonra filmi büyük bir merakla bekliyorum. Umarım güzel bir film bizi bekliyordur .

Merak ettiğim bu kitabın yurtdışında yayınlanmasından kısa bir süre sonra ülkemizde de yerini alan bu kitap için Martı yayınlarına teşekkür ederim.


Son olarak Martı Yayınları sponsorluğunda gerçekleştirdiğim üç kişinin kazanacağı çekilişe katılmayı unutmayın :

a Rafflecopter giveaway

26 Haziran 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : Ölmek İçin On Üç Sebep - Jay Asher






Hannah Baker ölmeden önce birkaç kaset doldurmuştu. İntiharının nedeni olarak gördüğü kişilerin adları bu kasetlerde gizliydi. Clay Jensen, Hannah'nın doldurduğu kasetlerle ilgili hiçbir şeye karışmak istemiyordu. Hannah ölmüştü. Sırları da onunla birlikte gömülmeliydi. Ancak Hannah'nın sesi, Clay'e kasetlerde onun da adının geçtiğini söyledi. Clay gece boyunca kasetleri dinledi. ... Öğrendiği şey, hayatını sonsuza dek değiştirecekti. Clay Jensen'ın ilk aşkının son sözleri.





Sanırım başlarken bu kadar etkileneceğimi ve beğeneceğimi düşünmediğim bu kitabı elime aldığımda  kapatmak dahi istememe neden olacak kadar beğenmemi anlatacak kelime yok. Saatler ilerleyip sınava çalışmam gerekirken , sınava girerken , sınavda bile tek düşündüğüm kitap oldu. Hal böyle olunca bir günde bitti.

Öncelikle hayatınızı düşünün , sizin için ne ifade ettiğini . Sonra davranışlarınızın başka hayatları nasıl etkilediğini. Kitap bu gerçeği çarpıcı bir şekilde irdeliyor. 


Herkese merhaba. Hannah Baker konuşuyor. Canlı ve streo.
Geri dönüş yok. Tekrar yok. Ve bu sefer , kesinlikle hiçbir istek yok.
Umarım hazırsınızdır çünkü sizlere hayat hikayemi anlatmak üzereyim.Daha açık olmam gerekirse , hayatımın neden sonlandığını. Ve eğer bu kasetleri dinliyorsanız , o nedenlerden biri de sizsiniz demektir.
Sizi hikayemin içine hangi kasetin dahil ettiğini söyleyemeyeceğim. Ama merak etmeyin ,eğer bu küçük ve sevimli kutuyu aldıysanız , adınız mutlaka geçecek... Söz veriyorum.

Hannah Baker ın intiharından sonra kendini bu yola sürdüğünü düşündüğü insanlar için doldurduğu kasetlerde herkesin birbiriyle bağlantılarını , Hannah a davranışlarının etkilerini okuyoruz. Her bir kasedin bir yüzünde bir kişinin rolünü Hannah size sona doğru giden yoldaki bağlantıları kurmuş bir şekilde veriyor ve sizi bir düşünce seline boğuyor. 
Clay Jensen Hannah ı sevmekten başka bir şey yapmamıştır ve de isminin neden kasetlerde yer aldığını bilmemektedir ama kasetleri dinlemeye başladıkça kendini durduramaz kasetler Clay in Hannah ın bakış açısından olayları tekrar görmesi için birer araç oluyor ve içinde kemiren sorular tekrar tekrar yüzeye çıkıyor : Onu kurtarmak için bir şeyler yapabilir miydim?


Kitabı bitireli 3 hafta oldu ama elde olmayan nedenlerden anca yorumu geldi. Sonuç olarak mutlaka okunası bir kitap .

Kitap filme uyarlanacak . Bu video ise fan yapımı size belki kitap hakkında birkaç fikir verebilir.
Ne kadar doğru bilmiyorum -fanlardan korkulur- filmin başrolünde Selena Gomez in oynayacağı söyleniyor.
 
Umarım yazarın bir diğer kitabı The Future of Us da Türkiye'de okuyucu ile buluşur . Çıkar çıkmaz alacağım bir kitap olacak.





14 Haziran 2014 Cumartesi

Kitap Kurtları Blog Tur || İlk Aşk - John Green (Yorum + Çekiliş)




John Green in aslında ikinci kitabı olan An Abundance of Katherines geçtiğimiz günlerde İlk Aşk adı ile Türkiye'de yerini aldı. Diğer kitapları Aynı Yıldızın Altında , Alaskanın Peşinde , Kağıttan Kentler ile birlikte yazarın şimdiye kadar tek başına yazdığı kitapların hepsi ülkemizde yayınlandı. Bunun haricinde henüz yayınlanmamış John un David Levithan ile birlikte yazdığı kitabı Will Grayson , Will Grayson ve de John Green dahil üç yazarın ortak çalışması olan Let It Snow (Aşk Baharı Beklemez) kitapları bulunuyor. Yazarın ne zaman geleceği belli olmayan bir kitabı henüz yazım aşamasında . Meraktan çatlatan bir bekleme süreci olacak sanırım.

HARİKA BİR BASKI DEĞİL Mİ ?

Konu ilişkiler oldu mu, Colin Singleton'ın tipi Katherine isimli kızlar… Ve konu Katherine isimli kızlar oldu mu, Colin her seferinde terk ediliyor. Tam sayı vermek gerekirse, on dokuz kere. Bir yol macerasına atılan, evden kilometrelerce uzaktaki bu anagram âşığı, hali harap, üstün zekâlı gencin cebinde on bin dolar, peşinde kana susamış bir yaban domuzu ve hemen yanında televizyon bağımlısı, şişman dostu vardır… Ama bir tane bile Katherine yoktur. Yarattığı formülle tüm romantik ilişkilerin geleceğini hesaplamayı uman Colin, Katherine Öngörülebilirliği Teoremi'ni ispatlamak için debelenmekte, tüm Terk Edilenler'in öcünü almanın ve sonunda kızı kapmanın peşindedir. Aşk, dostluk ve ölü bir Avusturya-Macaristan arşidükü, insanın kendisini yeniden keşfetmesini konu alan bu çok katmanlı romana şaşırtıcı bir son ve sıcacık bir yön katıyor.

Üstünzekalı Colin Singleton 'un kendini sorgulamasını okuyoruz bu kitapta . "Hayatta varabileceğim en üst nokta burası mı? Daha fazlasını yapabilecek miyim?" sorularına yanıt ararken 19. Katherine tarafından terk edilmesiyle de birlikte Colin hayatı için farklı bir şeyler yapmaya karar verir. Biraz uzaklaşmak hem kalp kırıklığına hem de daha fazla düşünmemesi için bir çözüm olacaktır. Üniversite hayatından kaçınan en yakın arkadaşı Hasan ile birlikte yollara düşerler. İkilinin eğlenceli diyaloglarıyla başlayan yolculuk çok uzun sürmez. Yolda rastladıkları tabela ile Avusturya-Maceristan Arşidükünün mezarına yapmak istedikleri ziyaretle yolları  GutShot kasabasına düşer. Tur görevlisi aynı zamanda uğradıkları marketin görevlisi Lindsey (tüh Katherine değil) tarafından Arşidükün mezarına yaptıkları gezi sonrasında Lindsey in annesi Hollis Colin ve Hasan ı hazırladığı bir proje için işe almak isteyince ikilinin macerası yön değiştiriyor.

KİTAP YORUMUM


Öncelikle bu kitabın diğer John Green kitaplarından farklı olduğunu belirtmeliyim o yüzden okurken o beklentilerinizi silip okumanızı tavsiye ederim. Ama her kitapta olduğu gibi gene okurken eğleneceksiniz benim gibi yolda okurken kahkaha atıp bakışları üzerinize çevirteceksiniz. John Green kitabı bu doğal. Bu kitapta bir farklılık yapmış yazar okurken ağlamıyoruz.

Hasan hepimizin içinden bir karakter. Kitabın da neşe kaynağı. Konuşması ve davranışlarıyla kendini sevdiriyor. Ara ara Colin e kafir deyip Müslümanlığa yöneltme çabalarına geri dönüş alamayıncaki tepkisi : "En azından denedim."
:))

En azından dikkate değer bir şey yapmayı denemediysen eğer hayatta olmanın anlamı ne?


Colin ilk aşkı Katherine den beri süregelen Katherinelerle yaşadığı başarısız ilişkilerinde hiçbiri 19. Katherine gibi olmamıştır. Çünkü o onun kalbini kırmıştır. Hollis in yanında çalışırken aynı zamanda Katherine Öngörülebilirliği teoremiyle uğraşıp bu döngüyü bozmak , daha ilk baştan ilişkinin başarılı olup olmayacağını hesaplayan bir formül bulmaya çalışır.


Bu çalışma sürecinde Colin in önceki ilişkilerine (Katherine'lere) geri dönüşler yapıyoruz. Her durum bir değişkeni de beraberinde getirmektedir. Tek sıkıcı yanı 19. Katherine e artık bunaltacak kadar geri dünüş yapıp ilişkilerine takılıp kalmış Colin i görmek. Bazen aş artık dedirtti.

Colin ile ilgili bir diğer durum ise her zaman çok çalışsa dahi hiçbir zaman daha fazlası -dahi- olamayacağını bilen Colin in kendi içinde yaşadığı çatışmayı gözlemliyoruz.
Bir üstünzekalı olabilir ama dahi değildir. Kendi kelimelerinden okursanız aslında çok etkileyici bir gerçeği gözlemlemiş olacaksınız.


Kitaplar esas Terk Edilenler'di : Bırakın ve sizi sonsuza kadar beklesinler ; ilgilenin , hemen sizi sevsinler.


Sonuç olarak benim için gerçekten etkileyici kitaptı. Kendimden parçalar buldum içinde. John Green in her kitabını severek okumuş oldum henüz bu güzellikleri tatmamışlar için söyleyebileceğim mutlaka bir şans vermesi olur ;)

NOT : Kitabı okurken beni çok etkileyen bir nokta ise şimdiye kadar okuduğum en iyi çevirilerden olması. Çevirmene büyük alkışlar ♥ Colin in anagramlarla olan takıntısından dolayı yer alan birçok kelimenin anagramı ustalıkla Türkçeye uygun bir şekilde ve de büyük uğraşlarla çevrildiği belli. Emeğine sağlık , harika olmuş.

Toplam 3 kişiye hediye ettiğimiz kitabın birini facebook , ikisini blogumdaki rafflecopter yardımıyla katılabilirsiniz.
Facebook üzerinden yaptığımız çekilişe ; tıkla 
Bol şanlar...

Raffle kodu : a Rafflecopter giveaway



John Green kitabından daha azını beklemeyin !