Pages

28 Şubat 2014 Cuma

Bu Ay Ne İzledim - Şubat 2014


Bu ay fazlasıyla yoğunluğum nedeniyle pek film izlemeye vaktim olmadı dolayısıyla koskoca ayı sadece iki filmle kapatabildim. Sochi Olimpiyatları nedeniyle diziler ara da verince bende geride kaldığım dizilere yetişme şansı buldum. Sinemaya da gidemedim ama bunu Mart ayında telafi etmeyi düşünüyorum :)

***

ENDER'S GAME - UZAY OYUNLARI - 2013

Ender's Game, 2070 yılında geçen, fütüristik bir film. Dünyaya yapılan bir uzaylı saldırısı sonrasında hayatta kalmak için savaşmaya başlayan insanlık, gezegenlerini ele geçirmeye çalışan "Buggers" isimli yaratıklara karşı büyük bir mücadeleye girişirler. Görevinde başarılı olmaya çalışan insanoğlu, bu dünyadışı yaratıkları yok etmek için özel olarak çalışacak olan IF isimli seçkin bir ordu kurar. Hikayemizin başkarakteri Andrew Ender Wiggin ise özel yeteneklere sahip bir çocuktur ve bazı çocuklar gibi o da gelecekte bugger'lara karşı savaşması için özel olarak eğitilir. 

Kardeşimle izleme şansı bulduğum filmi çok beğenerek izlediğimizi söyleyebilirim. Film genelde bu savaş için eğitilen çocuklar üzerinden geçse de çocuk filmi havası veriyor diye bir düşünceniz olmasın. Tereddüt etmeden izleyebileceğiniz gayet akıcı , heyecanlı bir kurguya sahip. Orson Scott Garden ın 4+1 kitaplık Ender serisinden uyarlama. Kitaplar Altıkırkbeş Yayınları tarafından Türkçeleştirilmiştir.

:        Filme Puanım


***

RUSH - ZAFERE HÜCUM -2013

James Hunt ve Niki Lauda arasındaki acımasız rekabeti muhteşem bir şekilde anlatan epik aksiyon/dram filmi Rush’ta, Chris Hemsworth (The Avengers) karizmatik İngiliz James Hunt’ı, Daniel Brühl (Inglourious Basterds) ise disiplinli ve mükemmeliyetçi olan Avusturyalı Niki Lauda’yı canlandırıyor. Grand Prix yarış pistindeki çekişmeleri, bu iki sıra dışı karakter arasındaki farkı özetliyor. 

Formula 1 yarışlarının ihtişamlı döneminde geçen Rush dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük rakiplerin ikisinin (yakışıklı İngiliz Hunt ve disiplinli, zeki rakibi Lauda’nın) heyecan verici gerçek hikayesini anlatıyor. Özel hayatlarına da dahil olduğumuz filmde iki yarışçının zafere ulaşmak için bir kısa yolun bulunmadığı ve asla hataların asla düzeltilemediği bir ortamda fiziksel ve psikolojik dayanıklılık sınırlarını nasıl zorladığını göreceğiz.

Yalan söyleyeceğimiz yakışıklı Thor umuzu bu filmde tanıyamadım önce bir tanıdık geliyordu falan ama sonradan oturdu taşlar. Filmin kahramanı kesinlikle Niki Lauda karakteriydi . Filmi izlemeye devam etmemi sağlayan iki etken Niki Lauda ve Formula 1 yarışlarıydı. Bu Chris Hemsworth un oyunculuğunu sevmediğim değil tamamen oynadığı karakterden nefret etmemden kaynaklı. Konu ve oyunculuklar ile gayet izlenebilir olsa da bende aman aman bir izlenim bırakmadı maalesef.

Filme Puanım         :


***

Şubat ayını böyle kapattım. Elimde tonla izlenecek film birikti belki bu ay bir kısmını temizleyebilirim. Sizler neler izlediniz?


20 Şubat 2014 Perşembe

Holly Bourne - Sen Benim Diğer Yarımsın (Yorum + Yazarla Söyleşi + Çekiliş)





Kaybolmuş bir bütünün kırık iki parçasıdır ruh ikizleri eğer eksik parçayı bulursan işte o aşk tüm dünyanın sonunu getirecek kadar güçlüdür . Sen Benim Diğer Yarımsın kitabına düzenlediğimiz turun son gününde kapanışı yazarla olan söyleşimiz ile bitireceğiz. Bu görevime geçmeden önce bu harika kitaba bir yorum yazmazsam olmaz ;)

KİŞİSEL YORUMUM

Kitap hakkında söylenecek tek söz aslında ; DAHİYANE ! Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen çok başarılı buldum. Noah karakterine turdaki herkes bayıldı sanırım. Frank çi olanlarımız da yok değil ama benim oyum Noah tan yana :) Kızımız Poppy nin o ben aşka inanmam repliklerinde kendimi gördüm ,hatta kişiliği iltibari ile de aynı bendi ama gel görki Noah a aşık olana kadar -_- Gözümün önünde yedi çocuğu çok kıskandım çok. Noah tam böyle olsa da aşık olsak diyebileceğiniz düşünceli , komik , sevgi dolu bir tipleme. Gitar çaldığını da söylemiş miydim -_-


Holly Bourne aslında ilişki tavsiyeleri verdiğinden mi nedir nedir öyle saf , basit ve imrenilesi bir aşk yazmış ki okurken çok keyif aldım. Gerçekte öyle şeyler başımıza gelmez , gelse de beni bulmaz , bunlar zaten hep romanlarda var anacım dediğimiz romantik aşk tipinde kitap arayanlara öneririm. Gelelim kitabın bir de fantastik tarafı vardı ki işler hep burada karışıyor işte. Ruh ikizini bulmak öyle aslında çokta iyi bir şey değil kitapta anlıyoruz ki aşkınız dünyayı yok edecek kadar kuvvetli. Bu olgudan sonra aklımı bir düşünce aldı hani hep sızlanırız ya ruh ikizimizi bulamamak ile ilgili acaba yazar doğru bir nokta parmak basmış olabilir mi diye ruh ikizimizi bulmak gerçekten de böyle bir sonuç yaratabilir mi diye böyle aklımda deli sorular. Ha bu fantastik kısım olmadan da olurmuş kitap ama yemeğin baharatı gibi olmuş . Tam kıvamında idi , ne eksik ne de fazla diyebilirim. Sonuç olarak bol bol güldük , bol bol "ahhhh ne kadar güzel" diye kıskandık , bazı kısımlar oldu ki gözyaşı gir içeri dedik . Kısaca tur olarak kitabı biz çok sevdik.




YAZARLA SÖYLEŞİ


Yazarla söyleşimizi iki dilde de bulabilirsiniz. *Bu güzel kitabı kazanmak için söyleşinin sonunda bulunan çekilişe katılmayı unutmayın.



Merhaba, bunlar ne harika sorular! Umarım cevaplarımla bu sorulara hakkını verebilirim. Sen Benim Diğer Yarımsın'a olan destekleriniz ve zamanınız için teşekkürler :)

1. Roman yazarı olmaya nasıl karar verdiniz?
Yazmak okulda iken iyi olduğum tek şeydi, bu yüzden karar seçimden çok bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Gerçekten ama kelimeleri, dili ve hikayeleri her zaman sevmişimdir. Küçük bir kızken yazar olmayı hayal ederdim. Ama bu biraz baş balerin ya da bir astronot olmanın hayalini kurmak gibiydi... gerçekten olacağını asla düşünmezsin. Gerçekleştiği için çok memnunum!

2. Soulmates ilk kitabınız. Başarılı olup olmayacağı hakkında hiç endişe ettiniz mi?
ÇOK fazla endişeliydim, özellikle de Sen Benim Diğer Yarımsın tipik bir aşk romanı olmadığı için ve insanların sevmemesine yol açacağı için kaygılıydım. Ama inandığın şeyi yazmak zorundasın, bu nedenle sadece üstüne gittim ve okurların ne söylemeye çalıştığımı ve neden olduğunu anlamalarını umut ettim. Ve şükür ki birçok okur anladı. Yine de bu korkutucu olmasını asla durdurmuyor.

3. Poppy başlarda aşka inanmıyordu, peki sizin aşk hakkında düşünceleriniz neler?
Kesinlikle Poppy kadar alaycı değilim! Birbirlerini sevmelerinin insanların yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyorum. Bununla beraber, bize anlatılan aşkın *ne olduğu* konusunda -Hollywood filmlerindeki ve sonsuza-kadar-mutlu mesela- endişeliyim, bu gerçek dünya aşkıyla aynı değil. İlişkiler emek ve taviz ister ve insanların ruh ikizleriyle tanışırlarsa bunun sorun olmayacağını düşünmeleri konusunda endişeleniyorum. Ve bunun özellikle sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.

4. Kitaptaki ruh ikizi olayı sizin yaşantınızdan mı gelme? Yoksa yazarımızın da mı bir ruh ikizi var?
Ha! Ne soru ama. Hayatımda gerçek aşkın ne olduğunu bilecek kadar şanslıydım... ama Ruh İkizlerine tamamen inanıp inanmadığım konusunda hala emin değilim. Yani ya o kişiyle tanışırsan ve o zaman otobüs çarparsa ne olacak? O zaman ne olur?

5. Bilime karşı özel bir tutkunuz mu var yoksa sadece kitap için araştırma mı yaptınız?
Okulda bilimi çok zor bulmuşumdur. Bununla birlikte, Sen Benim Diğer Yanımsın için yapmak zorunda olduğum aşk hakkındaki tüm o bilimsel araştırmaları yapmayı sevdim. Bunun nedeninin bunun çok ilginç olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Aşk hakkında birçok psikolojik çalışmalar ve bilimsel araştırma makaleleri okudum ki hikayemde bilimi akla yatkın bir şekilde işleyebileyim. Aşık olduğumuzda beyinlerimize ve bedenlerimze olan şeyler kesinlikle büyüleyici. Ve Sen Benim Diğer Yarımsın'daki hemen hemen tüm bu kulağa-abartılı-gelen bilim aslında doğru!

6. TheSite çok güzel işler yapıyor ve siz de burada gençlere ilişki sorunlarını çözme konusunda tavsiyeler veriyorsunuz. Hatta kitaptan aşk konusunda birçok güzel tavsiye aldık. Merak ettiğimiz bunun için özel bir psikoloji eğitimi aldınız mı yoksa bu bir ilgi alanı mı?
Teşekkürler. TheSite'ta genç insanlara onların ilişkileri üzerine tavsiyeler veriyorum ve sonuç olarak, biraz ilişki tavsiyeleri eğitimi almış oldım. Genç insanlara aşk yaşantıları konusunda yardım etmek bazen zor oluyor. Kendi şüpheciliğinizi onlara dayatmak istemezsiniz ama sonra, bunun peri masallarının mutlaka gerçek ve sağlıklı olmadığını öğrenmelerinde onlara yardımcı olacağını bilirsiniz. Bu kırılgan bir denge. 

7. Kitaplar hakkında konuşmaktan hoşlandığınızı öğrendik. Peki nasıl kitaplardan hoşlanırsınız? En son okuduğunuz kitap ve favori kitabınız nedir?
Kitapları gerçekten ama gerçekten çok seviyorum. Dürüst olmak gerekirse en sevdiğim şey insanlarla kitaplardan konuşmak! Tüm zamanların kayıtsız şartsız en sevdiğim kitabı yılda en az bir kez yeniden okuduğum "Bülbülü Öldürmek". En son okuduğum kitapsa "The Shock of The Fall" adlı şizofreni hakkında inanılmaz bir kitaptı. 

8. Soulmates'ten sonra başka projeleriniz olacağını da umuyoruz. Bizi nasıl kitaplar bekliyor ve yakın mıdır? 
Aslında ikinci kitabım tamamen yazıldı ve bitti ve eylül ayında İngiltere'de çıkıyor. Adı "The Manifesto on How to Be Interesting" ve bu okulun seni duygusal olarak yıpratıp yıpratmadığını inceleyen karanlık mizaçlı bir hikaye. Henüz Türk versiyonu konusunda bir sözleşme olmadı, bu yüzden eğer bunu okumak isterseniz Türk yayıncılarıma bildirin! *gözlerini kırpıştırır* 

9. Biz kitabınızı gerçekten ama gerçekten çok sevdik ve başarılarınızın devamını diliyoruz. Peki siz buradan Türk okurlarınıza ne söylemek istersiniz?
Teşekkür ederim. Ben sadece kitabımın Türkçe'ye çevrildiğinden ne kadar mutlu olduğumu söylemek istiyorum ve gerçekten umuyorum ki hepiniz kitabımı seversiniz. Türk yayıncılarım bu kadar güzel bir kitap yaratarak bu kadar harika bir iş yaptılar ve ben sadece diğer ülkelerdeki insanlar da hikayemi okuyabilsinler diye kendimi sıkıştırıyorum. 






Hi Kitap Kurtları Blog Tur ,
What great questions! I hope my answers do them justice. Thank you for your time and support of Soulmates
1. How did you decide to be a novelist? -Writing is the only thing I was ever good at in school, so the decision came more out of need than choice Seriously though, I’ve always loved words and language and stories. I dreamed of being a writer since I was a little girl. But it’s a bit like dreaming of being a prima ballerina or an astronaut… you never think it will actually happen. I’m so pleased it has!
2. Soulmates is your debut book. So, have you ever never worried about if it would be successful or not? -I’ve worried SO much, especially as Soulmates isn’t a typical romance and I was concerned that would put people off. But you’ve got to write what you believe in, so I just went for it and hoped readers would understand what I was trying to say and why. And, luckily, lots of readers have. It never stops being scary though.
3. In earlier, Poppy didn't believe in love, well, what is your opinions about love? -I’m certainly not as cynical as Poppy! I believe loving each other is the best thing humans do. That said, I do worry that what we’re told love *is* - in Hollywood films and happily-ever-afters, for example – isn’t what real world love is like. Relationships take work and compromise, and I worry people think that, if they met their soulmates, this wouldn’t be the case. And I don’t think that’s particularly healthy.
4. Is the 'soulmates' thing which is in the book based on your life? Or is there a soulmates of our author too? -Ha! What a question. I have been blessed enough in life to know real love… but I’m still not sure if I believe entirely in Soulmates. I mean, what if you meet The One and then they get hit by a bus? Then what?
5. Do you have a special passion to science or did you just make some research for the book? -I found science really hard in school. That said, I loved doing all the scientific research into love that I had to do for Soulmates. I think it’s because it was so interesting. I read a lot of psychological studies and scientific research papers about love so I could make the science in my story plausible. It’s absolutely fascinating what happens to our brains and bodies when we fall in love. And almost all the far-fetched-sounding science in Soulmates is actually true!
6. TheSite does so good works and you give advice to 16-25-years-olds about relationship problems. Moreover, we took a lot of good advice from the book about love. We wonder that did you take a special psychology education for this or is psychology a hobby? -Thank you. I help advise young people on their relationships on TheSite, and, as a result, I’ve had some relationship advice training. It’s tough sometimes, helping young people with their love lives. You don’t want to enforce your cynicism on them, but then, you know it’s helpful for them to learn that fairytales aren’t necessarily real or healthy. It’s a tricky balance.
7. We learned that you love to talk about books. Well, what kind of books do you like most? What is your favorite book and the latest book you read? -I REALLY do love books. Honestly, my favourite thing is to talk books with people! My absolute favourite book of all time in ‘To Kill A Mockingbird’ which I re-read at least once a year. The last book I read was an incredible book about schizophrenia called ‘The Shock of The Fall’
8. We hope that you will write else books after Soulmates. What kind of books will come up and will it be soon? -My second book is actually all written and finished and comes out in the UK in September. It’s called ‘The Manifesto on How to Be Interesting’ and it’s a dark humoured story examining whether school emotionally damages you. It’s not got a Turkish contract yet, so if you want to read it, let my Turkish publishers know! *wink wink*
9. We really loved your book so much and wish you a continued success. Well, would you like to say anything to your Turkish readers? -Thank you. I just want to say how delighted I am that it’s been translated into Turkish, and I really hope you all love it. My Turkish publishers have done such a good job creating such a beautiful book and I’m just pinching myself that people in other countries can read my story.

a Rafflecopter giveaway




İyi şanslar :)

Kitabı satın almak için ; tıktık




13 Şubat 2014 Perşembe

Kitap Alışverişlerim - 4



Okuoku dan sipariş ettiğim güzelliklerim bunca zamandır alışveriş yaparım ilk defa sorunsuz geldi şükür. Bu sorunlardan sıkıldığım için bayadır siteyi kullanmıyordum . Bu sorun bana özel şanssızlığımdan kaynaklanıyor siz bana bakmayın :)

Babama uzun dil dökmelerim sonucunda : açık arttırma gibi bir kitap , 20 lira , 2 kitap diyerek en sonunda bu kitapları almam konusunda anlaştık.

Sevgililer günü için kendime hediyelerim :)

5 kitap Sayfa6 yayınlarından . 3 kitap son yayınlanan daha tazecik Uçan Süpürge serisi kitapları. Diğer ikisi de hep almak istediğim ama bir türlü alacak parayı bulamadığım kitaplardandı. Okuoku bazı Sayfa6 yayınları kitaplarını 7.90 gibi çok uygun bir fiyattan satıyor. İncelemek isterseniz ; tıktık

Kısa bir süre sonra hepsi hunharca tüketilecek.
Herkese iyi okumalar. Yaşasın bekar olmak!


11 Şubat 2014 Salı

Film Tanıtım : La Belle et la Bête (Beauty And The Beast Fransız Versiyonu)



Herkese merhabalar . Bugünün ikinci postunu da yola çıkmadan yayınlamak istedim.

Merakla beklediğim filmlerden olan La Belle et la Bête in tanıtımını yapmak istedim ve işte buradayız :) Bildiğimiz Güzel ve Çirkin hikayesi yeni versiyonu ile yarın vizyondaki yerini alacak Fransa 'da ama ülkemizde vizyona gireceğine dair bir bilgi yok maalesef. 

İflasın eşiğindeki tüccar bir oğlu ve üç kızı ile bir köyde yaşamaktadır.Kızlardan kendini beğenmiş,bencil ve şirret olan Felicie ve Adelaide,üçüncü kız Belle üzerinde tahakküm kurmuş ve onu adeta bir hizmetçi gibi kullanmaktadırlar.Bir gün ormanda yolunu kaybeden tüccar karşısına çıkan garip bir şatoya girer.Kızı Belle için bir gül kopardığı esnada şatonun sahibi çıkagelir.Şatonun sahibi sihirli güçlere sahip yarı hayvan yarı insan bir yaratıktır. Tüccar'a kızlarından birisini kendisine vermediği takdirde onu öldüreceğini söyler.Kızlarından Belle babasını kurtarabilmek için kendini feda eder ve şatoya gider.Burada yaratığı tanıdıkça,onun göründüğü kadar vahşi ve acımasız olmadığını keşfeder.

Daha önce 1946 yılında gene Fransa 'da film olarak , 1991 yılında animasyon olarak yayınlanmış olsa da bu film için fazlasıyla heyecanlıyım. Fransız sinemasını fazlasıyla seviyorum. Bir çok güzel bir film var. Bununla ilgili de bir yayın paylaşacağım aklımda ;) Filmler birçok ödüle sahip. Hala izlemediyseniz bu versiyonu ile de başlangıç yapabilirsiniz.

Bu film serisi bu kadar sevmemin bir diğer nedeni ise filmin ana karakteri Belle nin kitaplara olan aşkı :)


Yayınlanan posterlerden ikisi. Tam bir peri hikayesi havası yakalanmış. Gel de merak etme :)



Filmin fragmanları :



Çok güzeller ♥

***

Son olarak filmden görüntülerde içeren soundtrack şarkılarından biri :




Kitap Yorum : Kayıp Prens || Jennifer A. Nielsen - Ascendance Üçlemesi 1. Kitap




Uzun zamandır elime aldığım ama bir türlü okumaya vakit bulamadığım Kayıp Prens kitabını dün gece okuyup bitirdim.

Kitapla ilgili anlatılacak çok şey var aklımda umarım hepsini toparlayıp anlatabilirim.

Kitabın Konusu              

Carthya toraklarının Kral , Kraliçesi ve oğulları -tahtın varisi- da ölünce vekillerden biri olan Connor bir iç savaşın olmasını engellemek için dört yıl önce bir deniz yolculuğuna çıkıp , korsanlar tarafından öldürüldüğüne inanılan küçük Prens Jaron un ölmediğini iddia edip yerine kendi seçtiği çocuğu yerleştirmek için tehlikeli bir plana girişecektir. Bu rol için uygun olduğuna inandığı 4 çocuğu (Sage , Tobias , Roden , Latamer) bulundukları yetimhanelerden alıp bu oyunun bir parçası haline getirir. Prens olması için iki hafta içinde gerekli eğitimler verildikten sonra sadece bir çocuk prens olup tahta çıkmaya hak kazanacaktır ve bu yarıştan sadece bir kişi sağ çıkacaktır. Seçilmeyen çocuklar başlarına ne geleceğini biliyordur. 


Kişisel Yorumum

Neden bu kadar geçe bıraktığımı bile bilmiyorum. Kitaptan sıkıldığım bir an bile olmadı. Karakterler , olay örgüsü hepsi sürükleyici bir şekilde kimin prens seçileceğini merak ettirerek okutuyor. Sage in en sevdiğim karakter olduğu reddedemem :) Spoiler vermekten sakındığım için olayları söylemek istemiyorum ama tahmin etmediğim şeyler oldu ki geldiğini bile görmedim. Yorumu kısa tutarak karakter analizine değinmek istiyorum ;


Sage in düşünme sistemine , akılcı yapısına hayran kaldım. Asi yapısının altında sürekli hareket halinde , planlar yapan , bir sonraki hamlesini hesaplayan zeki bir çocuk ama kitap boyunca sadece asi kısmını gösterdi ki bu da ileride bize aslında özünü saklamak için olduğunu gösterdi. Kitabın ana karakterinin olmasının yanı sıra anlatıcı rolünde olan da o olduğu için karakteri daha yakından tanıma fırsatı bulabildik. Yazarın aslında Sage hakkında her şeyi bildiğimizi düşündürttüğü anda öyle bir bomba patlattı ki -büyük bir SPOİLER olacağı için söylememek için kendimi zor tutuyorum- olay örgüsünü tamamen değiştirdi. Karakteri gerçekten çok sevdim. İlerki kitaplarda hamlelerini merakla bekliyorum. 



Tobias eğitimdeki en zeki olan çocuk olduğu için sürekli dünyaları ben yarattım havalarındaki tavırlarından dolayı kitabın büyük bir kısmında kendinden nefret ettirdi. Her fırsatta bu durumunu Sage ve Roden i ezerek gösterdi. Gel bir yardım edeyim yok. En baştan beri sadece bir kişinin seçileceği düşüncesinden dolayı ikiliye uzak durup sadece kendi menfaatine çalışmış olsa da kitabın sonlarında açılarak yazar ters köşe yaparak asıl iyi karakterin Tobias olduğunu gösterdi ki bu şaşırtıcıydı. Game of Thrones izleyenler iyi bilir dizi boyunca nefret ettiğimiz Jeremy e sonradan kendimiz bile inanmasak ta sempati duymamız gibiydi.





Roden in kişiliğini çözmek sanırım en zoruydu. Sage a sürekli yardımcı olup zor anlarında yanında oldu. Bir arkadaş gibi davrandı . Kılıç dövüşü konusunda aralarındaki en iyileri olsa da eğitim yönünden en geri olan o olduğu için açıklığını çok çalışarak kapatmaya çalıştı. Sürekli sempati toplayan o olsa da kitabın sonunda bu durum tam tersine döndü . 



Conner kitabın kötü karakteri olduğu için söylenecek tek bir iyi şey bile yok. Çocukları kendi amacı doğrultusunda alıp onları kullandı. Sonrasında onları harcamaktan çekinmeyecek kadar gözü dönmüş biri. Sage in asi davranışlarını cezalandırmaktan çekinmeyerek ne kadar merhametsiz olduğunu tekrar gösterdi. Kitabın ilerleyen zamanlarında işin asıl iç yüzünü öğrendikçe nasıl bir canavar olduğunu öğreniyoruz.


Son olarak aslında çok fazla görmesek te kendini fazlasıyla sevdiren sessiz karakterimiz var. Sessiz çünkü konuşma özürlü* 
Conner Imogen i annesinin elinden fazla borçlarından dolayı koparıyor . Aslında kızı kendine istese de kızın konuşamamasından dolayı onu hizmetçi yapıyor. Sage ilk rastladığından itibaren ondan etkileniyor. Imogen yaralarını sarıp onun için arkadaş gibi oluyor. Söz konusu aşk gibi bir şey değil zaten kitap boyunca duygusal bir anımız bile yok. Belki ilerki kitaplarda karşımıza çıkabilir. Zaten o beklentiyi bıraktı bana.




Yazara ayrıca hayran oldum. Benim için fazlaca önemli olan bir durum ; Yazarların kendi hayatlarında karşılaştığı şeylerden etkilenip bir fikirle kitabı yazmaya başlaması beni çok etkiler. Jennifer A. Nielsen bu kitabı yazarken Eddie Vedder in Guarenteed şarkısının "Bütün kuralları biliyordum , ama kurallar beni bilmiyorlardı." sözlerinden esinlenerek yazmış ,baş karakteri ise lise öğretmenliği yaptığı dönemdeki iki öğrencisinden. 

Son olarak;
*Seri üçleme ve final kitabı iki hafta sonra yurt dışında kitapçılarda yerini alacak.
*Serinin film hakları alındı. Game of Thrones un yapımcılarından Bryan Cogman tarafından adapte edilecek ve Paromount  kalitesiyle izleyicilerle buluşacak.




Kitabı satın almak için ; tıktık


6 Şubat 2014 Perşembe

Kitap Kurtları Blog Tur || Caitlin R. Kiernan - Boğulan Kız (Dark Fantasy nedir? + Tanıtım videosu+ Okurken dinlenebilecek şarkılar+ÇEKİLİŞ)















Indiana Morgan Phelps -akadaşları ona kısaca Imp der- bir şizofreniktir. Artık kendi aklına güvenemez çünkü hatıralarının ona bir şekilde ihanet ettiğine ve onu kendi kimliğini sorgulamaya ittiğine ikna olmuştur.
Imp, gerçeklik algısıyla mücadele ederek kötü niyetli bir sirenle, ona yabani bir kız görünümünde gelen, yardıma muhtaç bir kurtla ya da çok ama çok daha tuhaf bir şeyle karşılaşmasına dair doğruları su yüzüne çıkarmalıdır.


Öncelikle merhabalar , Henüz tazecik bir blog tur ekibiyiz ve bu oluşumda herkesin büyük payı var. Bu turun başlangıcının öncesinde uzun bir bekleme dönemi ile neler sunabileceğimize dair arkadaşlarla konuştuk ve artık hazır olduğumuzu hissettik ve işte buradayız.

İlk blog turumuzun konuğu Boğulan Kız romanı ile Caitlin R. Kiernan . Benim kitapla ilgili tanıtmak istediğim şey kitabın türü : Dark Fantasy

Aslında yazması kolay bir tür değil  -özellikle de bir tanımlaması- ve de maalesef kesin kaynaklar yok ama elimden geldiğince türe ait özellikleri anlatmaya çalışacağım. Şimdiden hatalarım veya eksiklerim varsa lütfen  kusura bakmayın.

DARK FANTASY NEDİR?

Bildiğiniz üzre fantastik edebiyatın birçok alt türleri mevcut. Dark Fantasy bunlardan biri.
Dark Fantasy korku ve fantastik temelli olarak iki alt türe ayrılıyor. Genel olarak bu tür kitaplarda iki alt türün varlığından bahsedilebilir olsa da baskın olana göre isimlendiriliyor.
İsimden de anlaşılabilineceği gibi "karanlık" temalı olmakla beraber korku , gotik ve grotesk ögeleri de içeriyor. Doğaüstü romanlarda sıkça rastladığımız canavarın ağzından hikayesinin yazılması da Dark Fantasy nin içeriğinden biri. Buna en iyi örnek sanırım Anne Rice ın aynı zamanda filmleşen roman serisi Vampirle Görüşme dir.
Korku temelli olan romanlar ; vampir , kurtadam ve zombilerin kullanıldığı hikayeler.
Fantastik temelli olan romanlar ; genel olarak anti-kahramanların bakış açısıyla anlatılan bir alt tür olarak sınıflandırılıyor.
Bu iki sınıf arasındaki ayrım aslında çok ince korku temelli olan hikayeler anlatım açısına göre bazen fantastik sayılabiliyor.


Tanıtım Videosu



Kitabı okurken dinleyebileceğiniz müzik listesi ile veda ediyorum. Bir sonraki turumuzda görüşmek dileğiyle.  Müzik listesinin altında bulunan çekilişe katılmayı unutmayın...


ÇEKİLİŞ

a Rafflecopter giveaway

Bol şanslar.

Kitabı satın almak için ; tıktık






5 Şubat 2014 Çarşamba

Kitap Tanıtım : Uzun Dünya - Terry Pratchett & Stephen Baxter



İthakinin son gözdelerinden Uzun Dünya aynı isimli serisinin de ilk kitabı. İkinci kitabı Uzun Savaş ve henüz yayınlanmamış Uzun Mars adlı devam kitabı ile devam eden bir seri. İlk kitap Uzun Dünyayı 7 Şubattan itibaren kitapçılarda bulabilirsiniz. 

***

Goodreads okurlarına göre 2012’nin En İyi Bilimkurgu ROMANI! 

Bilimkurgunun iki ustası Terry Pratchett ve Stephen Baxter yeni bir roman için bir araya gelip bize şu soruyu sordu:

Dünya’daki kaynaklar kısıtlı olmasaydı, insanlık nasıl gelişirdi?

Paralel dünyalar arasında yolculuk yapılmasını sağlayan “adımlayıcı”nın icadıyla, asırlardır yalnız olduğu düşünülen Dünya ve insanlık için

yeni bir dönem başlamıştır. Ne kadar çok kullanılırsa o kadar çok yeni dünyanın keşfedilmesini sağlayan bu aygıt, insanlığa

sonsuz ihtimaller sunar. Doğuştan “Adımlayıcı” olanlarınsa buna ihtiyacı yoktur.

Evrimin farklı bir yol izlemesi, dinozorların hayatta olması, homo sapienslerin var olmaması gibi “küçük” ayrıntılar

göz ardı edildiğinde, yan yana sıralanan her Dünya birbiriyle aynıdır.

New York Times çoksatarı Uzun Dünya, gerçek anlamıyla “başka dünyalar”ı mümkün kılıyor.

Sizi bekleyen dünyalar var; yeter ki küçük bir adım atın! 


428 syf.
29 TL

Kitabı satın almak için ; tıktık



***


Şubat Ayı İthaki Yayınları kitapları